Organlarımızın çalışmaları için gerekli olan maddeleri taşıyan kanı
pompalamakla görevli olan kalp, bu görevini yapmak için dakikada
ortalama 70 kere kasılır ve her defasında ortalama 70 ml kanı
organlarımıza gönderir. Ortalama bir insan ömrü boyunca, kalbimiz
yaklaşık 2.5 milyar kez kasılmakta ve bu süre boyunca 180 milyon litre
kanı vücudumuza pompalamaktadır. Organların canlılığını
koruyabilmeleri ve görevlerini yapabilmeleri için besin maddelerine ve
oksijene gereksinimleri vardır. Bunlar organlarımıza kan ile
ulaştırılır. Kan ise organlara atardamarlar (arter) yolu ile taşınır.
Kanın atardamarlara pompalanması işini kalbimiz yapar. Her organ gibi
kalbin de beslenmesi gereklidir. Kalbin kendisini besleyen damarlara
�koroner damar� (koroner arter) denmektedir. Koroner damarlarda
olabilecek hastalıklar doğrudan kalbin çalışmasını ve verimini
etkileyeceğinden dolayı hayati öneme sahiptir. Ateroskleroz
Koroner
damarların en çok görülen ve en önemli hastalığı koroner
aterosklerozdur (damar sertliği). Bu hastalıkta, koroner damarlarda yer
yer, başta kolesterol olmak üzere bir takım maddeler birikmekte ve
buralarda darlıklar ve tıkanıklıklar oluşmaktadır.Burada kalp damar kesitlerinde ateroskleroz (damar sertliği)
gelişmesini görmekteyiz. Damardaki ateroskleroz sonucu oluşan plak
dediğimiz yapılar zaman içinde büyüyebilir ve damar boşluğunu daraltır.
Damardaki daralma da, içinden geçen kan miktarını azaltacağından dolayı
kalbin beslenme bozukluğuna bağlı problemler gelişir. Oluşan tabloya, koroner arter hastalığı veya koroner kalp hastalığı
denir. Bunun sonucu olarak kalbin beslenmesi bozulmakta, kalbin ritmik
çalışmasında ve kasılmasında hastalığın ciddiyetiyle orantılı olarak
bozukluklar oluşmaktadır. Koroner arter hastalığı, tüm dünyada olduğu
gibi, ülkemizde de erişkinlerde başta gelen ölüm ve işgücü kaybı
nedenidir.