Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Namazın İnsana Kazandırdıkları

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
oXo
Site Organizer
Site Organizer
oXo


Cinsiyet : Erkek
Mesaj Sayısı : 317
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 34
Nerden : HareketForum.NET

Namazın İnsana Kazandırdıkları Empty
MesajKonu: Namazın İnsana Kazandırdıkları   Namazın İnsana Kazandırdıkları EmptyC.tesi Mart 06, 2010 3:14 pm

Namaz, Müminin Hayatını Disipline Eder


Günde beş defa kılınan namaz, müminin hayatını disipline etmede
büyük rol oynar. Sürekli belli vakitlerde ifa edilmesi, onu ruhen ve bedenen,
maddeten ve manen disipline alıştırır. Cemaatle kılınan namazlarda özellikle
imama iktida; müminleri askeri bir disipline kavuşturur. İmam "Allahu
Ekber" dediğinde artık, konuşan ve Rabb'e yüksek sesle iltica eden o olur.
Müminlere aynı zamanda vekalet etmiş olur. İmamın tekbirleri bir direktif
halinde tüm cemaati oturtur-kaldırır. Bu açıdan cemaatte manevî, ruhî, yüksek
ve yüce bir disiplin vardır. İdeal bir cemaatin ve inanmış topluluğun ileri
derecede disipline olmuş formlarını ancak günde beş defa kılınan namazda bulmak
mümkündür. Şüphesiz bu disiplin her şeyden önce ruhî, fikrî ve manevî bir
disiplindir. Diğer bazı disiplinlerin soğukluğu da onda yoktur. Her ibadet
hareketi sımsıcak bir duygu ve disiplin verir insana. Ve bu hareket, bütün ömür
boyu devam eder.



Namaz İnsanı Fuhşiyattan Alıkoyar


Peygamberimiz (a.s.m.), “Kim sabah namazını kılarsa, Allah’ın
garantisi altındadır” (Kütüb-i Sitte, c.17, s.541) Allah (c.c.), Kur'ân-ı
Kerim'de: "... Muhakkak namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkor."
(Ankebût, 29/45) buyuruyor. Fuhşiyat ve münkerat, kendilerine has o menhus
yönleriyle mümini miraciyesinden ve Allah'a kurbiyetinden uzaklaştırır. Haddi
zatında her bir günah içinde küfre giden bir yol vardır. Günah, işlene işlene
insana küfrü kolaylaştırır. Ancak namaz, Allah'a bir kurbiyet olduğu için,
insanı her türlü günahtan korur, tıpkı bir paratoner gibi.. Tabiî namaz, gerçek
anlamda bir namaz ise. Yukarıdaki ayette de ifade edildiği gibi gerçek manasına
ve ruhuna uygun olarak ifa edilen namaz, her türlü kötülükten, hayasızlıktan,
azgınlıktan ve taşkınlıktan alıkoyar. Şuursuz ifa edilen bir ibadette ise bu
kuvvette bir koruyuculuk söz konusu olmaz.



Nitekim Maûn sûresinde Allah (c.c.) ".. veyl olsun o namaz
kılanlara! Onlar ki kıldıkları namazdan gafildirler." (Maûn, 107/4-5)
buyurur. Demek ki namazda, insanı kötülüklerden koruyan bir kuvvet var; var ki,
hakkıyla eda edilmediği zaman kul kendini günahlara karşı riske açıyor
demektir. Namaz kurbiyeti temsil ettiği için, yüksek düzeyde vefa da istiyor.
Bunun anlamı şudur; kulun, namaza karşı gösterdiği vefa, özen ve iştiyak
nisbetinde, namaz da ona karşı vefalı olur ve ondaki fuhşiyata açılan duyguları
ve kötülük hislerini köreltir. Yani namazda karşılıklı vefa söz konusudur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://www4.forumburkina.com
oXo
Site Organizer
Site Organizer
oXo


Cinsiyet : Erkek
Mesaj Sayısı : 317
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 34
Nerden : HareketForum.NET

Namazın İnsana Kazandırdıkları Empty
MesajKonu: Geri: Namazın İnsana Kazandırdıkları   Namazın İnsana Kazandırdıkları EmptyC.tesi Mart 06, 2010 3:14 pm

Namazın, Kalbî Huzuru Temin Etmesi


Müminin, namazlarını şuurlu olarak eda etmesi, onun düzensiz
hayatına bir düzen, dağınık kalbine bir denge ve insicam getirecek, perişan
hislerini ayağa kaldırıp bulanık yönlerine de bir ışık saçacaktır. Ve o, bu
sayede doğru görme, doğru düşünme, doğru konuşma imkânını elde edecektir. Günde
beş defa Rabbin huzuruna gelinip şuurla eda edilen namaz, Allah'ın izniyle
bütün bunları insana kazandıracak mahiyettedir. Namaz, bu manaları hem taşır
hem de tekeffül etmiş durumdadır.



Evet, müminin hudu ve huşû içinde eda ettiği namaz, gerçek namaz
olacaktır. Ama huşuun temini için bir kısım şartlar vardır; evvela huzur-u kalb
lazımdır; sonra bir tefehhüm, yani meseleyi kavrama; sonra da bir recâ ve
ümitle Rabb'e bel bağlama.. daha sonra da utanma ve sıkılma havası içinde
Rabbin huzuruna gelme.



Evvela, huzur-u kalb nedir? Huzur-u kalb, namazda söylenip ifade
edilen bütün bu manaların dışına çıkmamaktır. Zaten " huzur"Arapça
manası itibariyle; " hazır olma", " hazır bulunma"
demektir. Avamca ifadesi ile, çarşıya pazara çıkarken cüzdanınızı yanınızda
taşıdığınız gibi, namazda kalbinizi yanınızda taşımanız demektir. Zira Allah
indinde geçer akçe bir şey varsa, o da kalbdir. Siz, kalbinizi O'na verecek,
karşılığında da O'nun rahmet ve rızasını alacaksınız.



Namazın İçtimâî Bir İbadet Olması


Ferdî ve ruhî bir ibadet olduğu kadar, namazın sosyalleştirici bir
yönü de vardır. Özellikle farz namazların cemaatle kılınmasının lüzumu, ondaki
içtimaî muhtevanın boyutunu göstermesi bakımından önemlidir. İslâm'da
camilerin, tarih boyunca Müslüman ferdlerin sosyalleşmesinde büyük hizmetleri
ve rolü olmuştur. Zira camiler yalnızca ferdlerin namaz ibadetlerini ikame
etmeleri için inşa edilmiş değildir. Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve
sellem), Medine'ye hicret ettikten sonra orada mescidi inşa ettiğinde,
Müslümanların bugünkü ifade ile plan ve projeleri, ferdî, ailevî, sosyal ve
uluslar arası (diğer kabile ve devletlerle arasındaki ilişkileri adına bütün
sorunları mabedde görüşülüyor, istişare ediliyor ve karara bağlanıyordu. Belki
daha sonraki yüzyıllara damgasını vuracak olan ilmi faaliyetlerin ve halkaların
da merkezi konumuna yükselecekti. İlim ve medeniyetin ilk çekirdekleri,
denebilir ki buralarda atıldı. İslâm medeniyetine bir mabed medeniyetidir de
denebilir. Mabed, ibadet edilen yer demektir; ama topluca, cemaat halinde ifa
edilen ibadet mahalleri, aynı zamanda Müslüman bireylerin sosyalleş¬mesinde ve
kamusal bir şuur edinmelerinde temel fonksiyonlar icra etmiştir. Bu bakımdan
namaz, İslâm'da yalnızca bir ibadet değildir. Bireylerin sosyalleşmesinde ve
ilk şehir ve kentlerin oluşmasında merkezi bir rol oynamıştır. Bilindiği gibi
İslâm'da ilk şehirler, camiler etrafında örgülenmiştir.



Namaz insanlar arası eşitliği sağlar


İslâm-ibadet sisteminin amaçlarından birisi de insanlar arasındaki
farklı toplumsal statü gruplarını ve sınıfsal yapıları refüze ederek, mahviyet
ve tevazu etrafında eşitleyen bir sosyal model oluşturmasıdır. Fakir-zengin,
efendi-köle, bilgin-cahil, aristokrat ya da orta halli, memur-sivil, devlet
başkanı ve sıradan bir vatandaşı aynı safta ipe dizercesine eşit bir statüye
kavuşturmasıdır. Sınıf çatışmalarıyla ilgili kavgalar, insanlık tarihinde nasıl
kanlı olaylara, siyasi, kültürel ve etnik gettoların oluşmasına hizmet
etmiştir? Bunu Batı'nın tarihinden bilmekteyiz. İslâm tarihinde bu anlamda bir
çatışmadan ve farklılaşmadan söz edilemez. Bunun sebeplerinden birisi ve belki
de en önemlisi, cemaat halinde kılınan namazların bireylere kazandırdığı
kardeşlik ve eşitlik ruhudur. Çünkü her inanmış, kültürel ve sosyal mevkii ne
olursa olsun, birlik, beraberlik, ortak düşünce ve hazzı bu namazlar sayesinde
elde eder.



Namaz müminin Miracıdır.


Namaz, insanı hakikî insanlığa götüren nurani bir helezondur.
Namaz müminin miracıdır. Namazın hakikatini, bir Müslüman'ın hayatındaki
yerini, önemini, namaz öncesi konsantrasyonu ve nasıl bir mirac olduğunu
anlamak için Muhterem Fethullah Gülen hocamızın "Namaz" yazısıyla
sizleri baş başa bırakıyor ve Yüce Mevla'dan bu yazıda gösterilen namaz ufkuna
bizleri ulaştırmasını niyaz ediyoruz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://www4.forumburkina.com
oXo
Site Organizer
Site Organizer
oXo


Cinsiyet : Erkek
Mesaj Sayısı : 317
Kayıt tarihi : 01/03/10
Yaş : 34
Nerden : HareketForum.NET

Namazın İnsana Kazandırdıkları Empty
MesajKonu: Geri: Namazın İnsana Kazandırdıkları   Namazın İnsana Kazandırdıkları EmptyC.tesi Mart 06, 2010 3:14 pm

Namaz kılanın bütün yaptıkları
ibâdettir



Eğer namaz kılarsanız, bütün ömrünüzü ibadetle geçirebilirsiniz.
Bundan daha büyük müjde olabilir mi?



Rabbimizin bize ihsan ettiği nimetler sayılamayacak kadar çok.
Buna karşılık kısa bir ömürde yaptığımız sınırlı ibadetlerin, şükür için ne
kadar yetersiz olduğu açık. Ayrıca burada ibadetlerimizle ebedî bir Cenneti
kazanacağız.



İşte sayısız nimetlere şükretmek ve sonsuz Cenneti kazanmak için
ibadetimizin ne kadar yetersiz olduğunu bilen Rabbimiz, bize muhteşem bir
fırsat sunmuştur. Eğer namazınızı dosdoğru kılarsanız, diğer dünyevî mübah
amelleriniz güzel bir niyetle ibadet hükmüne geçebilir.



Evet, bütün hayatınızı ibadetle doldurmaya gücünüz yetmez. Ama
Rabbimiz bunun için altın fırsatlar sunuyor. Bunun üç şartı var:



1- Namazı hiç ihmal etmeden dosdoğru kılmak,


2- Dinen yasaklanmamış mübah ameller işlemek,


3- Bu dünyevî amelleri iyi bir niyetle yapmak.


Diyelim ki, beş vakit namazı kılan birisiniz. Yemek yemeniz,
temizlik yapmanız, rızkınız için çalışmanız, meşru konuşmalarınız, tebessümünüz,
uyumanız bir çeşit ibadettir. Çünkü, bunların hepsi hayatımız için gereklidir
ve yaşantımızı sürdürmemiz için bunları yapmak zorundayız. Yaptığımız her
davranışımızı ayet ve hadislere dayandırmamız mümkündür.



Söz gelişi, aşırıya gitmeden, tam ihtiyacınız kadar uyusanız,
uykunun Rabbimizin bir nimeti olduğunu düşünerek, Besmeleyle ve sünnet olan
duaları okuyarak yatıp, yine Besmeleyle uyansanız ibadet etmiş olursunuz. Tabiî
namaz kılmak şartıyla...



Bu açıdan baktığımızda namaz eşsiz bir ibadet hazinesidir.


Namaz en büyük koruyucudur


Namaz mü’minleri tehlikelerden korur. İşte bununla ilgili yaşanmış
bir örnek:



Bir üniversite öğrencisi, bir yolculukta, vakti geçmekte olan
akşam namazını kılmak için çareler düşünür. Tam bu sırada otobüs mazot almak için
bir akaryakıt istasyonunda durur. Öğrenci muavinden izin alarak birisine
kıbleyi sorup, çimlerin üzerinde namaza durur.



İçinde tarifsiz bir mutluluk vardır. Artık sıkıntısı kaybolmuş,
Âlemlerin Rabbinin huzurunda, görevini yerine getirmenin doyumsuz lezzetini
yaşamaktadır.



Üçüncü rekâtı kılarken, ömür boyu unutamayacağı bir şey olur.
Fâtiha’yı okumuş, tam rükû’a eğilecekken, ileride kulübesinde duran istasyonun
köpeği, havlayarak üzerine gelir.



Öğrenci saniyelik bir tereddüt geçirir. Şimdi ne yapmalıdır?
Namazı bırakıp kaçmalı mı, yoksa devam mı etmelidir? Allah’ın huzurundan
ayrılmayı bir türlü düşünemez ve “Allahüekber” diyerek rükûya gider.



İşte tam o anda, ne olduysa olur. Kendisine saldırmak üzere
havlayarak gelen köpek, sanki birisi arkasından çekmişçesine, tam yanına
gelmişken frenine basılan bir otobüs gibi durur. Havlamasını kesmiş, hafif bir
hırıltıyla namaz kılan gence bakakalmış, o secdeye gidince de kulübesinin
yolunu tutmuştur. (Yürekten Hikâyeler, s.53, Cengiz Tan, NesilYayınları)



Evet, her şeyin sahibi, Kendisine secde eden bir genci, açık bir
tehlikeden korumuştu.



Kim namaz kılma yolunda istekli ve gayretli olursa, Allah ona
kolaylıklar yaratır ve tehlikelerden korur. Bunun örnekleri binlercedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://www4.forumburkina.com
 
Namazın İnsana Kazandırdıkları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Namazın Önemi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Tüm Dersler :: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi-
Buraya geçin: